“Kendini bil” başlıklı geri bildirim ile ilgili yazımda Hintli Ressam Dersi’nden bahsetmiştim. Önce bu hikayeyi okuyalım sonra değerlendirmemizi yaparız.
Bir zamanlar çok büyük bir ressam vardı. Eserleri herkes tarafından beğenilirdi. Ülkenin kralı bile onu onur madalyası ile ödüllendirmişti. Ona Hintçede renklerin ustası anlamına gelen “Ranga Charya” adı verildi. Ama hayranları ona kısaca “Ranga Guruji” derlerdi. Ranga, yıllar içinde, alanındaki ustalığını kanıtlarcasına kendine özgü bir renk stili geliştirdi. Çok çalışması, yorumu ve konuya kendini vermesi, kendinden sonra gelenlerin takip etmesi için örnek oldu.
Bir sanat okulu açtı ve orada öğrencilerine sanatın inceliklerini öğretmeye başladı. Belli bir müfredatı ve süresi yoktu okulun. Öğrencinin, yeteneğinden ve bilgisinden kendisi tatmin olduktan sonra onu sanat dünyasına takdim etmesi okulun özelliğiydi. Kendince bir “Öğrenci Değerlendirme “yöntemi geliştirmişti. Bu, onun çalışma yöntemi gibi, dünyada eşi olmayan bir yöntemdi.
Okulunda bir öğrenci olan Rajeev çok aceleciydi. Allah vergisi bir yeteneğe sahipti ve Ranga’nın aradığı özellikler doğrultusunda; diğer öğrencilerden çok daha hızlı bir başarı gösteriyordu. Ranga ondaki bu gelişmeden çok memnundu. Çok övgü ve teşvik almaktan dolayı Rajeev merakla Ranja Guruji’nin onu artık bir ressam olarak ilan edeceği ve hayatının bu şekilde devam etmeye başlayacağı günü bekliyordu.
Bir gün, çok kibar bir şekilde Ranga Guruji’ye final uzmanlık sınavını ne zaman alacağını sordu. Ranga gülümsedi ve dedi ki: “Rajeev, sen benim gelecek vaat eden öğrencilerimden birisin. Çok kısa sürede sanatın inceliklerini öğrendin. Sanırım şimdi final sınavının zamanı geldi.” “Sınav konumun ne olduğunu söyler misiniz, Guruji?” diye soran Rajeev mutluluğunu ve heyecanını saklamakta zorlanıyordu.
Ranga “Rajeev, bir resim yapmanı istiyorum, bu senin en iyi resmin olmalı ve herkes hayran kalmalı. Şimdi acele etme ve hayatının şaheserini yap.” dedi. Rajeev gece gündüz çalıştı, en güzel resmini yaptı ve Ranga Guruji’ye getirdi. Ranga: “Şimdi bunu şehrin meydanında halkın beğenisine sun,” dedi. “İnsanların senin eserini görmelerine izin ver. Resmin altına büyük ve koyu harflerle, bu resmin halkın değerlendirmesi için oraya konulduğunu ve resimdeki hataların izleyenler tarafından resmin üzerine bir X çizerek belirtilmesini yaz.”
Rajeev Ranga’nın dediklerini yaptı. Resmi şehrin en merkezi yerine koydu. Birkaç gün sonra Ranga gidip onu getirmesini söyledi. Rajeev meydana giderken çok heyecanlıydı. Ancak oraya vardığında çok büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Tüm resim baştan aşağı X işaretleriyle doluydu. Başarısızlığı böylece anlaşılmıştı. Büyük bir kalp kırıklığıyla resmi Guru’ya gösterdi. Ranga O’na asla umutsuzluğa kapılmamasını ve yeniden bir resim yapmasını tavsiye etti.
Rajeev yeni bir sanat şaheseri daha yaptı. Ranga daha önce söylediği şeyleri tekrarladı. Ancak en son satırda değişiklik yaparak. Bu kez Rajeev’e resmin yanına boya ve fırça da koymasını söyledi. Resmin altına yazdığı mesajda izleyicilerin hataları bulması ve resmin yanında bulunan malzemeleri kullanarak düzeltmeleri istenmişti. Birkaç gün sonra Rajeev resmi almaya gittiğinde şaşırdı. Çünkü resmin üzerinde hiçbir işaret olmadığı gibi yanına konulmuş olan malzemelere de hiç dokunulmamıştı.
Rajeev resmi Guru’suna sunarken çok mutlu olmuş ve içi kendine güvenle dolmuştu. Ranga yine gülümsedi ve “Rajeev bugün öğrenmiş olduğun bu dersle birlikte artık senin eğitimin tamamlandı.” dedi. “Sevgili oğlum, eğer bu dalda mükemmellik ve yücelik istiyorsan sadece sanatta ustalaşmış olman yetmez. Ama insanların, eline fırsat verildiğinde hiçbir şey bilmedikleri bir konuda bile eleştirip, değerlendirme eğiliminde olduklarını da öğrenmen gerekir.”
“Eğer dünyayı seni yargılayacak kişi olarak kabul edersen hep hayal kırıklığına uğrarsın. İnsanlar hiçbir bilgisi ve ciddiyeti olmadan yargılamalarda bulunur ve birbirlerine fikirlerini söylerler. Senin ilk resmini X lerle doldurdular. Çünkü onları engelleyecek hiçbir risk yoktu. Ve çoğunun bu konuda hiçbir yeteneği ve bilgisi de yoktu. Ama onlara sunulan bu fırsatı memnuniyetle değerlendirdiler. Ama aynı insanlardan, hataları bulup düzeltmeleri istendiğinde hiç biri bunu yapmadı. Çünkü bu kez onların bilgisi ve yeteneği risk altındaydı; bu konudaki eksikliklerini göstermekten çekindiler. Uzak durmayı tercih ettiler.”
Ranga devam etti: “Böylece sevgili oğlum, senin çalışman, senin yeteneklerin, senin bilgin, senin sanat alanındaki çabaların, senin çok çalışmanın ve içten uğraşılarının değerli bir ürünüdür. Bunu dünyaya bedava sunma. O zaman çalışman ilk resminin uğradığı sonuca uğrar. Kendinin yargıcı ol ve değerini kendin belirle ama bunu adalet ve eşitlik ilkeleriyle yap. Ve böyle davrandığında seni temin ederim ki asla ne kendin ne de eserinle hayal kırıklığına uğrarsın. Son olarak bir de bu başkalarının eserlerini de senin değerlendirme hakkın olmadığı anlamına gelir. Tanrı seni korusun oğlum.”
Rajeev’in gözlerinde saygı ve neşe dolu yaşlar vardı. Kalbinin derinliklerinde; eğer bu son dersi almasaydı eğitiminin eksik olacağını hissediyordu.
Fırçalarınızı elinize alın!
Yukarıdaki hikayeyi geri bildirimin bana göre en adımı olan tavsiye kısmında anlatırım. Günümüzde artık şirketler ya da şahıslar yaptıkları işle, sattıkları ürün ya da verdikleri hizmet ile ilgili geri bildirim almak istiyor. Yemek yiyorsunuz, ardından beğendiniz mi? Sorusu geliyor. Alış veriş yapıyorsunuz, ardından anket, bir hizmet aldığınızda hemen değerlendirme formu. Çok yerde karşımıza çıkar, sözlü ya da yazılı olarak eleştirim ve bildirimler yapılır, ancak en zor yapılmayan tarafı tavsiyedir. Örneğin bazı değerlendirme formlarında belli bir puanın altındaki bildirimler için tavsiye istenir, ancak genelde kimse bir şey yazmaz. Servis hizmetinden memnun kalmadım, peki önerin nedir? Öneri kısmı en zor ve sıkıntılı kısımdır. Yukarıdaki ressam örneğinde olduğu gibi, burada hiç kimse fırça oynatamıyor. Bu durumda ya hakkı olana hakkını verip teşekkür etmeliyiz, ya da varsa geliştirmesi gereken yönleri tavsiyemiz ile bildirmeliyiz. İşte bu durumda olumlu, yapıcı geri bildirim olur.
Sanırım en doğrusu tüm çekişmeleri ve ön yargıları bir tarafa bırakıp ellerimize renkli fırçalarımızı alıp en güzel sanat eserlerini birlikte yaratma ve sonra da tüm dünyaya sergilemeliyiz. Zaman eleştiri zamanı değil, harekete geçme zamanı, hiç aklımızdan çıkarmayalım bunu.
Sanat şaheseri resimler yapmanız dileğiyle…
Osman Kaya