Otomotiv sektörünün tek kadın yöneticisi, GM CEO’su ve Başkanı Marry Barra; “Otomotiv endüstrisinin gelecek 10 yılda geçmiş 50 yıldan daha fazla değişeceğine inanıyorum.” diyerek sektördeki değişimin ne kadar hızlı olduğunu çok güzel ifade etmiştir.
Otomotiv sektörü yedek parçadan üretime, satış pazarlamadan satış sonrasına, hizmetler sektöründen teknolojiye kadar çok geniş alanı kapsamaktadır. Bu kapsamda güncel gelişmeler ışığında çok geniş perspektiften otomotiv sektöründen farklı konulardaki yazılarım ile önümüzdeki dönemde sizlere farklı bakış açıları kazandırmayı amaçlıyorum.
Son dönemde en popüler konu elektrikli araçlar olmakla birlikte farklı başlıkları da gözden kaçırmamak gerekir. Bu hafta başlangıç olarak otomotiv sektörünü şekillendirmekte olan “CASE+Y” ile başlayalım. Bu kapsamda kısaltma C: Connected (Bağlantılı), A:Autonomous (Otonom), S:Shared(Paylaşımlı) ve E:Electrified (Elektrikli) ve Y:Yearly updated(Yıllık güncelleme) başlıklarını ifade etmekte ve bünyesinde birçok detay barındırmaktadır. Kısaca araçlar elektrikle çalışacak, sürücüsüz olacak, paylaşılacak, bağlantılı olacak ve her sene güncellenecek. Tabi tüm bu trendleri tetikleyen başlıca etkenler ise şehirleşme, dijitalizasyon ve sürdürülebilirliktir. Geleceğin mobilitesi kullanıcılar için çok daha kolay, daha esnek ve daha bireysel olacak.
Araç tahrik sistemleri, emisyon standartlarının baskısı ile düşük emisyonlu ve daha çevreci hale gelmektedir. Şu an yoğun olarak kullanılan içten yanmalı motorlar özellikle yeni ölçüm standartı RDE: Real Driving Emissions (Gerçek Sürüş Emisyonları) ile epey zorlanmaktadır. Geçiş dönemi diyeceğimiz bugünlerde hibrit araçların oranı artarken, bazı üreticilerin doğrudan (doğuştan) elektrikli araç üretimleri ile elektrikli araç satışları da dikkate değer şekilde artmaktadır. Daha uzak gelecekte bu sistemlere – özellikle ağır vasıta ve otobüslerde başlayarak – yakıt hücreli araçların da katılımının da artacağı öngörülmektedir.
Bu değişime ayak uydurmak üzere otomotiv şirketlerinde ciddi değişimler gözlemlemekteyiz. Yıllarca kendilerini önce “….Motor Company” sonra “…Automobile” şirketi olarak tanımlayan markalar yeni logo ve söylemlerin yanında uzun vadeli planlarıyla artık kendilerini “mobilite, teknoloji, vb.” şirketi olarak tanımlamaktadırlar. Bunun yanında sektöre Google, Apple, Sony, Nvidia gibi sektörün dışından da büyük oyuncuların girdiği de gözlenmektedir. Bu çekinceden dolayı Ford’un eski CEO’su Mark Fields “Günün sonunda Google ve Apple‘ın arka koltuğunda oturmayacağız.” diyerek muhtemel rekabeti (ya da işbirliklerini) işaret etmiştir. Tüm bu gelişmeler kapsamında yerli otomobil girişimi TOGG’un kurucuları arasında Vestel, Turkcell gibi teknoloji şirketlerinin olması, doğuştan elektrikli bir araç tasarlanması ve CEO Gürcan Karakaş’ın da ifade ettiği gibi “Mobilite kavramına odaklanan teknoloji şirketiyiz.” İfadesi bizi çok şaşırtmasa gerek.
Bunun yanında tüketici eğilimlerindeki değişimler de marka ve ürünleri etkilemektedir. Artık düz şanzıman yerine otomatik şanzıman, dizel motor yerine benzinli, hibrit ya da elektrikli motorlar, sedan yerine SUV tarzı gövde tipleri tercih edilmeye başlanmıştır. Ayrıca pandeminin hızlandırıcı etkisi ile araç satın alma yöntemlerinde büyük showroomların yanısıra online satışlar da ön plana çıkmaktadır. Hatta bu – Vavacars gibi – ikinci el şirketlerinde de görülmeye başlamıştır. Bunun yanında Y kuşağının da tercihlerinde değişim ile araç sahipliğinden paylaşıma doğru bir yönelimin de artmaya başladığını belirtmekte fayda var.
Araçlarda internet kullanımı ve bağlanabilirlik oranlarının artması ile çok daha farklı iş fırsatlarının da doğacağı aşikardır. Özellikle artık devasa boyutlara ulaşan araç ekranları “4.ekran” ile araç içinde geçirilen süreler birçok şirketin iştahını kabartmaktadır. Bunun yanında otonom araçların da katkısı ile toplanan büyük miktarda veri farklı alanlarda değerlendirilmek üzere bazı firmaların ilgi odağına girmektedir.
Tüm gelişmeleri ve trendleri bir solukta anlatmanın mümkün olmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla gelecek yazılarımda güncel gelişmeleri de dikkate alarak bu başlıkları biraz daha detaylandıracağız.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle.
Osman Kaya
10 Nisan 2022