Her alanda olduğu gibi otomotiv sektöründe de değişimler sürekli devam etmekte. Yaklaşık 150 yıllık geçmişleri bulunan otomobil firmaları için ilk yıllarda bu teknolojik cihaza en büyük katkıyı sağlayan – yani at arabasından atları çıkarıp bunun yerine kendi kendine gitmesini sağlayan – motor, en önemli yapı taşı konumundaydı. İlk yıllarda kurulan otomotiv firmalarının isimleri, tüm ticari alanlarda olduğu gibi kurucusunun adını ya da soyadını alan markalar oldu. Örneğin André Citroën, Kiichiro Toyoda, Henry Ford, vb. Bunun yanında yine bu otomobillerde kullanılan motorları ya da çevrimleri bulanların isimleri de bu teknolojilere verildi; Dizel Motor-Rudolf Diesel, Benzinli Motor-Nikolaus Otto, Wankel Motor-Felix Wankel.
Otomobillerde kullanılan motorların öneminden dolayı, kurulan otomotiv şirketlerinin isimleri zamanla “…..Motor Company” ya da “ …….Motors” gibi isimler aldılar. Aşağıda bazı örneklerini görebilirsiniz.
Ancak 150 yıllık bu serüvenin ardından özellikle bilgisayar, elektronik, yazılım gibi teknolojik gelişmeler ile birlikte otomobillerde o kadar çok yoğun teknoloji kullanılmaya başlandı ki tabir yerindeyse motorun pabucu dama atılmaya başlandı. (Aslında başka bir bakış açısıyla yeni otomobillerin en pahalı ve önemli bir parçası haline gelen bataryayı ve bunları üretene/icat edenlerin isimlerini belki de düşünmek lazım.) Yukarıdaki şekilde gördüğümüz gibi otomotiv firmaları yavaş yavaş teknoloji, mobilite, dijital vb. firmalar haline dönüşmeye başladı. Tüm faaliyetler, hedefler, tanımlamalar, yapılanmalar bu doğrultuda gerçekleştirilmeye başlandı. (Konu ile çok alâkalı olmasa da asırlık tüm “petrol” firmalarının da “enerji” şirketlerine dönüşmesine şahit oluyoruz.)
Birkaç örnek vermek istersek; “Renaulution” mottosu ile Renault, teknoloji, enerji ve servis hizmetleri markasına dönüşüyor. “Nouvelle Vague(Yeni Dalga)” adını verdiği yeni dönemde Renault, teknoloji, hizmet ve temiz enerji markasına dönüşerek otomotiv endüstrisine modern bir yaklaşım getirecek. Teknoloji markası; Dünya’da öncü, yeni nesil mobilite OEM’leri ve tedarikçileri yaratmayı hedefleyen ekosistem yaklaşımına sahip bir teknoloji markası. “Software République” adı verilen bu ekosistem, Renault’nun yanı sıra diğer kurucu üyeler ve gelecekteki partnerlerin ortak bir uzmanlık geliştirmesine yardımcı olacak.
Sadece bir otomobil üreticisi değil bir mobilite şirketi olduğunu açıklayan Toyota, birçok mobilite geliştirme projesine öncülük yapacak yüksek teknolojiye sahip “Woven City” şehrinin temel atma törenini gerçekleştirdi. Toyota ve Toyota Grubu’nun mobilite geliştirme projelerinden sorumlu Woven Planet, Japonya’da Fuji’deki eski bir araç üretim tesisinde şehrin yapımına başladı. Woven City ile birlikte “0” emisyonlu hidrojen yakıt hücrelerinden güç alan tamamen bağlantılı bir ekosistem oluşturacak. Bu kapsamla inşa edilen şehir, daha iyi bir topluma hizmet etmek amacıyla teknolojik gelişimi hızlandırmayı amaçlıyor.
VW CEO’su Herbert Diess, Linkedin’deki itiraf mektubunda; Yöneticilerimizin çoğu mekanik-otomotiv kökenli, ancak dünya yazılım, dijital ve elektroniğe yoğunlaşıyor. Bundan sonra yöneticilerimiz basit bir bilgisayar oyunu yazacak kadar yazılım bilmeli. Ve VW artık otomobili araç değil, cihaz (device) olarak adlandırıyor. Diess’in ifadesi ile “VW’nin değişime ihtiyacı var. Değerli markalardan dijital şirkete.
Ve tabi doğuştan elektrikli olan yerli otomobil markamız TOGG’un CEO’su Gürcan Karakaş’ın belirtiği; “Mobilite kavramına odaklanan teknoloji şirketiyiz. İlk çıktımız otomobil olacak. Sabırlıyız, uzun vadeli bir yolun henüz başındayız”. Bunu yanında TOGG, klasik bir otomobil şirketi olmadıkları için otomobil fuarlarına katılmadıklarını belirterek CES gibi teknoloji fuarlarına katılmayı tercih ediyorlar. Kim bilir belki de yakın gelecekte ünlü otomobil fuarları ya da “ Motor show”lar tarih olacak.
Bunun yanında özellikle Türkiye’de de çok görmeye alışkın olduğumuz paralel ithalat ya da grey/gray market ismi ile özellikle lüks semtlerde boy gösteren “….. Motors” isimli zengin/şaşalı galerilerdeki isim ve – dolayısıyla vizyon – değişim ne zaman başlayacak merak ediyorum. Daha profesyonel anlayış ile sektörde boy gösteren “Otomol” gibi “Deneyim Merkezleri”ne dönüşümleri geç olmadan iyice düşünmelerinde fayda var.
Son olarak motorun tarifini tekrar hatırlarsak, “ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makine” şeklinde kısaca ifade edebiliriz. Bununla beraber bazı ifadeleri de açığa kavuşturmakta fayda var; bizim Türkçe’de “Motor” dediğimiz içten yanmalı/termik motorları ifade ettiğimiz kelime İngilizce’de “Engine”, İngilizce’de “elektrikli motoru”nu ifade eden “Motor” kelimesi bizde “Elektrik motoru” ya da Almanca’da “e-Maschinen” yani “Elektrikli makine” olarak tarif ediliyor.
Bakalım teknoloji ve değişimlerin etkisi ile yakın gelecekte daha hangi isimleri duyacağız (Özellikle “duyuyor olacağız” yazmadım:)).
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle.
Osman Kaya